img
Dietilnitrozamin verilen ratlarda omega-3 yağ asitlerinden zengin balık yağının koruyucu rolünün araştırılması
Tez Türü Doktora
Ülke Türkiye
Kurum/Üniversite Kafkas Üniversitesi
Enstitü Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Anabilimdalı Biyokimya Ana Bilim Dalı
Tez Onay Yılı 2005
Öğrenci Adı ve Soyadı Emine ATAKİŞİ
Tez Danışmanı PROF. DR. AYLA ÖZCAN
Türkçe Özet Gelişen gıda teknolojisi ile beraber nitrit, nitrat gibi katkı maddelerinin fazla kullanılması ve değişen beslenme alışkanlıkları (omega (w)-3 yağ asiti oranı düşük, doymuş yağ asiti oranı yüksek ve kolesterollü diyetler) organizmada geriye dönüşümsüz hasarlar meydana getirmekte ve metabolik olayların çoğunun meydana geldiği karaciğer bu durumdan en çok etkilenen organ olmaktadır. Bu nedenle yapılan çalışmada son yıllarda yoğun bir şekilde araştırılan w-3 yağ asitlerinin, dietilnitrozamin (DEN) ile meydana getirilen karaciğer hasarına karşı koruyucu etkisinin araştırılması amaçlandı.Materyal olarak kullanılan yaklaşık 4 aylık, 212±6,41 g ağırlığında 40 adet Wistar albino cinsi erkek rat 4 eşit gruba ayrıldı. Kontrol grubundaki ratlara periton içi (IP) olarak tek doz % 0,9'luk NaCl çözeltisi, grup II'dekilere IP tek doz 150 mg/kg DEN, grup III'tekilere IP tek doz 150 mg/kg DEN ile derialtı (SC) 0,4 g/kg/gün -3 yağ asiti içeren balık yağı ve grup IV'tekilere 0,4 g/kg/gün SC w-3 yağ asiti içeren balık yağı yedi gün süreyle verildi. Uygulamanın sonunda eter anestezisi altında heparinli tüplere kalplerinden kan örnekleri alınan ratların karaciğer dokuları çıkarılarak % 10'luk formolde saklandı. Kan örneklerinden bir kısmı glutatyon (GSH) ölçümü amacıyla ayrıldı. Geriye kalanlar 3000 rpm'de 15 dakika santrifüj edilerek plazmaları elde edildi. GSH ve malondialdehit (MDA) düzeyleri ile adenozin deaminaz (ADA) aktivitesi spektrofotometrik olarak tayin edildiPlazma ADA aktivitesi ve kan GSH düzeyi grup II ve III'te kontrol grubuna göre düşme (p<0,001), kan GSH derişimi grup III'te grup II'ye göre artış (p<0,001) gösterdi. Plazma MDA düzeyinde grup II'de kontrol grubuna göre artış (p<0,001) tespit edildi.Patolojik muayenede makroskobik olarak grup II ve III'ün karaciğer renklerinin şiddetli hiperemik görünümde, kapsulalarının pürüzlü ve toplu iğne ucu büyüklüğünde çöküntülerle kaplı olduğu tespit edildi. Mikroskobik olarak II. ve III. gruplarda şiddetli dejenerasyonlar, nekroz odakları, mononüklear hücre infiltrasyonları gözlendi.Sonuç olarak w-3 yağ asitlerinin oksidatif hasarla ilgili olabilen araşidonik asit sentezini inhibe ederek, mikrozomal membran stabilizasyonunu sağlayarak, antioksidan enzimlerin aktivitelerini arttırarak ve bir serbest radikal temizleyicisi gibi rol oynayarak, DEN tarafından meydana getirilen oksidatif hasara karşı koruyucu etki gösterebileceği kanaatine varıldı. DEN'in ADA aktivitesinde meydana getirdiği azalmanın -3 yağ asitleri tarafından etkili bir şekilde önlenememesi sebebiyle, bu konu üzerine daha ileri araştırmaların yapılmasının gerekli olduğu düşünüldü.
İlgilizce Özet As the food technology develops, food additives such as nitrit, nitrate and increasing bad feeding habit (reduced omega (w)-3 fatty acid ratio, increased saturated fatty acid ratio and high cholesterol diets) could result in irreversible injuries in the organisms. Liver is known to be mostly affected organ where the majority of metabolic and biochemical reactions take place. Therefore, we aimed to investigate the protective effect of -3 fatty acids on diethylnitrosamine (DEN) induced liver damage.Fourty male Albino Wistar rats aged up to 4 months, weighing 212±6,41 g were divided to in 4 groups. Rats in control group received a single dose of NaCl (0,9 %) via intraperitoneal (IP) injection. Group II was given only DEN at the dose of 150 mg/kg, IP. Rats in group III were treated with single dose of DEN at the rate of 150 mg/kg, IP and -3 fatty acid in fish oil at the dose rate of 0,4 g/kg/day, subcutan (SC) for 7 days. Group IV received -3 fatty acid in fish oil at the dose rate of 0,4 g/kg/day, SC for 7 days. At the end of experiment, blood samples were collected in to the heparinized tubes via cardiac puncture under ether anesthesia. Following blood collection, the rats were killed and liver tissues were taken into 10 % formol containing vials. For blood glutation (GSH) measurement a portion of blood was seperated, and remaining blood was centrifuged at 3000 rpm for 15 minutes to obtain plasma. Blood GSH, plasma malondialdehyde (MDA) concentrations and adenosine deaminase (ADA) activities were measured by spectrophotometric method.Plasma ADA activity and blood GSH level were significantly reduced in group II and III with respect to the control. However blood GSH in group III were higher than in group II. In addition, plasma MDA level of group II was higher than that of control.On gross pathological examination, liver appeared severely hyperemic and rough depressed pinpoint areas on the capsula were noticed. On microscobic examination, severe degeneration, focal necrosis and mononuclear cell infiltration were observed in the livers of animals in the group II and III.In conclusion, the results suggest that w-3 fatty acids had protective effects against DEN induced oxidative injury as a free radical scavenger by reducing oxidative stress through inhibition of arachidonic acid synthesis, and increasing antioxidant activities, resulting in stabilization of microsomal membranes. Since w-3 fatty acids fail to reduce DEN induced ADA activities, there is a need for further investigation on this subject.