img
Sığırlarda idrar kesesi rupturlarının laparoskopik onarımı
Tez Türü Doktora
Ülke Türkiye
Kurum/Üniversite Kafkas Üniversitesi
Enstitü Sağlık Bilimleri Enstitüsü
Anabilimdalı Cerrahi Ana Bilim Dalı
Tez Onay Yılı 2024
Öğrenci Adı ve Soyadı Ersin TANRIVERDİ
Tez Danışmanı PROF. DR. ÖZGÜR AKSOY
Türkçe Özet Laparoskopik girişimler ile idrar kesesi onarımı at ve köpeklerde uzun yıllardır gerçekleştirilmektir. Sığırlarda ise bu alanda yapılan çok sınırlı sayıdaki çalışma sadece kadavra üzerinde deneysel boyutta gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmada hastanemizde idrar kesesi rupturu tanısı konan sığırların laparoskopik yöntemle onarımı için ideal anestezi prosedürünün belirlenmesi, bu yöntemin uygulanabilmesi için en ideal yatış pozisyonunun saptanması, karşılan pre, intra ve postoperatif komplikasyonlar ile yöntemin klinik sonuçlarının avantaj ve dezavantajlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın hayvan materyalini Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi Eğitim, Araştırma ve Uygulama Hayvan Hastanesi Cerrahi Kliniğine getirilen, farklı ırklara mensup, yaşları 2 ay ile 2 yaş arasında değişen 1 dişi ve 14 erkek olmak üzere toplam 15 sığır oluşturdu. Anemnez bilgileri, klinik muayene bulguları, laboratuvar analizleri ve görüntüleme tekniklerinden yararlanılarak olguların çoğunun etiyolojisinde üretral obstrüksiyonların yattığı belirlendi. Preoperatif dönemde ve metabolik bozuklukların giderilmesi amacıyla intravenöz ve intraperitoneal sıvı tedavisi ile eş zamanlı olarak abdomende biriken serbest idrarın drenajının gerçekleştirilmesi için intraperitoneal foley kateter uygulaması gerçekleştirildi. Üretral açıklığın sağlanması amacıyla, pnömatik litotripsi, basket kateterizasyon, ürohidropulsiyon, üretrotomi, üretrostomi ve penis amputasyonu gibi tekniklerden yararlanıldı. Genel anestezi ve endotrakeal entübasyonun gerçekleştirilebilmesi için olgulara diazepam 0,1 mg/kg dozda ve intravenöz yolla, ketamin ise 4.5 mg/kg dozda ve intravenöz yolla kombine edilerek uyulandı. Bazı olgularda genel anestezinin inhalasyon anestezisiyle devam ettirilmesi için diğer olgularda ise anestezi sırasında şekillenebilecek komplikasyonlara müdahale edebilmek için gerçekleştirilen endotrakeal entübasyon sonrasında hastalar operasyon masasına trendelenburg pozisyonu verilerek sırtüstü pozisyonda yatırıldı. Monitör bağlantıları gerçekleştirilerek operasyon süresince vital bulgular gözlemlenerek kaydedildi. Operasyon bölgesinin mekanik temizliği yapıldıktan sonra antiseptikler ile bölgenin asepsisi sağlanarak steril serviyet ile sınırlandırıldı. İlk olarak pnömoperitoneum oluşturmak için Veress iğnesi umbilikal bölgenin 2 cm lateraline yerleştirildi. Abdominal basınç 12 mmHg'ye ulaşınca sırasıyla laparoskopun gönderildiği trokar, ardından da ekipmanların gönderileceği diğer trokarlar abdominal boşluğa yerleştirildi. İdrar kesesindeki defekt tespit edildikten sonra çift kat dikiş tekniği (Schimiden + Cushing ) uygulanarak onarıldı. Trokarlar sırasıyla uzaklaştırılarak bu alanlar rutin olarak kapatıldı. Olgular üç gün süreyle hospitalize edilerek postoperatif takipleri yapıldı. Bu dönemde olguların ürinasyonu takip edilerek idrar kesesinin ultrasonografik muayenesi gerçekleştirildi. idrar retansiyonu nüks eden 9 olguya laparatomi yapılarak idrar kesesi tekrar onarıldı. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde sığırlarda endike olgularda idrar kesesi rupturunun laparoskopik yolla onarılabileceği ancak postoperatif komplikasyonlar ile karşılaşılma ihtimalinin bulunduğu fakat bu olguların da laparotomi tekniği kullanılarak sağaltılabileceği belirlenmiştir.Anahtar kelimeler: İdrar kesesi rupturları, Laparotomi, Laparoskopik cerrahi, Sığır, Üroperitoneum.
İlgilizce Özet Laparoscopic bladder repair has been performed in horses and dogs for many years. In cattle, the very limited number of studies in this field have been conducted only on cadavers at an experimental level. The aim of this study was to determine the ideal anesthesia procedure for laparoscopic repair of cattle diagnosed with bladder rupture in our hospital, to determine the most ideal lying position for the application of this method, to evaluate the pre-, intra- and postoperative complications encountered and the advantages and disadvantages of the clinical results of the method. The animal material of the study consisted of a total of 15 cattle, 1 female and 14 males, of different breeds, aged between 2 months and 2 years, brought to the Surgery Clinic of the Faculty of Veterinary Medicine, Education, Research and Practice Animal Hospital of Kafkas University. Using anamnesis information, clinical examination findings, laboratory analyses and imaging techniques, it was determined that urethral obstructions underlie the etiology of most of the cases. Intraperitoneal Foley catheter application was performed to drain free urine accumulated in the abdomen simultaneously with intravenous and intraperitoneal fluid treatment in the preoperative period and to eliminate metabolic disorders. In order to provide urethral patency, techniques such as pneumatic lithotripsy, basket catheterization, urohydropulsion, urethrotomy, urethrostomy and penile amputation were used. In order to perform general anesthesia and endotracheal intubation, diazepam was administered to the patients at a dose of 0.1 mg/kg intravenously, and ketamine was administered at a dose of 4.5 mg/kg intravenously in combination. In some cases, in order to continue general anesthesia with inhalation anesthesia and in other cases, in order to intervene in complications that may occur during anesthesia, the patients were laid on the operating table in the Trendelenburg position and in the supine position. Monitor connections were established and vital signs were observed and recorded during the operation. After mechanical cleaning of the operation area, asepsis of the area was provided with antiseptics and it was limited with sterile cervix. First, Veress needle was placed 2 cm lateral to the umbilical region to create pneumoperitoneum. When abdominal pressure reached 12 mmHg, trocar to which laparoscope was sent and then other trocars to which equipment was sent were placed in the abdominal cavity. After the defect in the urinary bladder was detected, it was repaired by applying double layer suture technique (Schimiden + Cushing). Trocars were removed one by one and these areas were closed routinely. The cases were hospitalized for three days and postoperative follow-ups were performed. During this period, urination of the cases was monitored and ultrasonographic examination of the urinary bladder was performed. Laparotomy was performed in 9 cases with recurrence of urinary retention and the urinary bladder was repaired again. When the results obtained from this study were evaluated, it was determined that urinary bladder rupture in cattle could be repaired laparoscopically in indicated cases, but there was a possibility of postoperative complications, but these cases could be treated using the laparotomy technique.Keywords: Cattle, Laparoscopy, Laparoscopic surgery, Urinary bladder ruptures, Uroperitoneum.