img
Âmidî’ye Göre İllete Yönelik Kalb İtirazı    
Yazarlar
Dr. Öğr. Üyesi Hasan GÜLER
Türkiye
Doç. Dr. Ahmet EKİNCİ
Kafkas Üniversitesi, Türkiye
Özet
Hüküm çıkarma yöntemlerinden olan kıyas, asıl, ferʿ, aslın hükmü ve illet olmak üzere dört ana temel üzerine oturtulmuştur. Asıl ile ferʿi birleştiren bir manadan dolayı ferʿi asla hamledip, her ikisinde de aynı hükmü ispat veya nefyetmeyi ifade eden illet, kıyas konusunda tartışmaların en fazla yapıldığı unsurdur. Nitekim illet; mahiyeti, kısımları, tespit yolları (mesâlikü’l-ille) ve ilgili şartları bakımından gerek aynı ekol içerisinde gerekse farklı ekollere mensup usulcüler arasında oldukça derinlikli tartışmalara konu olmuştur. İllet konusunda usulcülerin hakkında ihtilaf ettikleri en önemli konulardan birisi de illete yöneltilen itirazlardır. İllete yapılan itirazların isim ve sayıları hakkında genel olarak mezhepler arasında görülen fikir ayrılıkları aynı mezhebe mensup usulcüler arasında da kendini göstermiştir. Tartışma üslubu açısından cedel ve hilâf ilimlerinin temel özelliğini taşıyan itirazlar, esasında mezkûr ilimlerin konuları arasında sayılmıştır. Bu konuların fıkıh usulü eserlerinde anlatılmasının gerekip gerekmediği tartışması sürmekle birlikte usulcülerin çoğunluğu illete yapılan itirazları detaylı bir şekilde eserlerinde işlemişlerdir. Bu durum da illete yönelik itirazları genelde fıkıh usulünün özelde de illet bahislerinin en temel konuları haline getirmiştir. Bahsedilen hususlar da göz önünde bulundurularak illete yapılan itirazları çok yönlü olarak incelemek amacıyla gerek mütekellim gerekse fukahâ yöntemi usulcüleri içerisinde illete yapılan itirazlar konusunu en kapsamlı ve sistematik bir şekilde inceleyen Seyfeddin el-Âmidî’nin (ö. 631/1233) yaklaşımı tercih edilmiştir. İllete yönelik itirazların tamamını hatta bir kısmını ele almanın, bir makale boyutunu aşacağı kaygısından ötürü bu itirazlardan sadece kalb yöntemi ele alınmıştır. Ayrıca konunun oldukça teknik bir boyuta sahip olması da bir gerekçe olarak söylenebilir. Yine kalb itirazını ayrıntılı bir şekilde ve her yönüyle incelemek maksadıyla diğer mezhep usulcülerin görüşleriyle bir kıyaslama yapılmamıştır. Şâfiî mezhebine mensup usulcülerin görüşlerine ise kısaca atıfta bulunulmuştur. Çalışmamızda Âmidî’nin görüşlerini tercih etmemizin sebebi onun konu hakkındaki düşüncelerinin diğer Şâfiî usulcülerin kanaatlerini de kapsayacağı ya da kısmen de olsa yansıtacağı varsayımıdır. Bu bağlamda konumuza zemin hazırlaması bakımından Âmidî öncesi Şâfiî usulcülerin illete yönelttikleri itirazlara kısaca yer verildikten sonra Âmidî’nin kalb itirazıyla alâkalı verdiği bilgiler detaylı olarak ele alınıp incelenmiştir. Gerekli görüldüğü yerlerde Âmidî’nin konu hakkındaki görüşü diğer Şâfiî usulcülerin görüşleriyle karşılaştırılarak mukayese edilmiştir. Âmidî, illete yönelik itirazların sayısını yirmi beşe kadar çıkartarak konunun en geniş ve sistematik halini oluşturmuştur. Bu kapsamda bazı usulcülerin isimlendirme yoluna gitmeden muhteva açısından değindiği bir kısım itirazları isimlendirerek her birini ayrıntılı olarak ele almıştır. Kalb itirazını da detaylı bir şekilde inceleyen Âmidî, bu itirazı kalbü’d-da‘vâ, kalbü’d-delil ve kalbü’t-tesviye şeklinde üç kısma ayırdıktan sonra kalb ve çeşitleri hakkında birtakım değerlendirmelerde bulunmuştur. Âmidî’nin kalb itirazıyla ilgili değerlendirmelerinde dikkat çeken en önemli hususlardan birisi onun kullandığı fürû örneklerin diğer Şâfiî usulcülerin örnekleriyle hemen hemen aynı olmasıdır. Kalb itirazının tanımına bakıldığında genellikle her bir Şâfiî usulcünün kalbin belli bir özelliğini veya türünü dikkate alarak kalb yöntemiyle itirazı tanımlamaya çalıştıkları görülmektedir. Âmidî’nin de Şâfiî usulcülere benzer bir yaklaşım ortaya koyduğu anlaşılmaktadır. Nitekim o da kalb itirazını çeşitlerine göre farklı şekillerde tarif etmiştir. Âmidî’ye göre kalbin temelini “müstedilin muterize karşı bir vasfın illet olduğuna dair öne sürdüğü delilin, lehine değil aleyhine olması” ya da “illet olduğuna dair delil olarak öne sürülen vasfın, müstedilin hem lehine hem de aleyhine olması” şeklindeki kalb türleri oluşturmaktadır. Âmidî, birincisinin kalbin ilk mertebesini, diğerinin de ikinci mertebesini teşkil ettiğini kaydetmiştir.
Anahtar Kelimeler
İslâm Hukuku,Usûl-i Fıkıh,Âmidî,Kıyas,İllet,Kalb
Makale Türü Özgün Makale
Makale Alt Türü Ulusal alan endekslerinde (TR Dizin, ULAKBİM) yayımlanan tam makale
Dergi Adı İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi
Dergi ISSN 1304-1045
Dergi Tarandığı Indeksler TR DİZİN
Makale Dili Türkçe
Basım Tarihi 11-2023
Sayı 42
Sayfalar 39 / 66
Doi Numarası 10.59777/ihad.1368335
Makale Linki http://dx.doi.org/10.59777/ihad.1368335